BEN DE SEYİRCİ OLARAK BİR GADDAR FANIYIM!
Neslihan Hanım merhabalar, sizinle bu röportajı gerçekleştirebildiğimiz için çok heyecanlıyız :) Nasılsınız? Set nasıl gidiyor, bize biraz set ortamınızdan bahsedebilir misiniz?
Teşekkür ederim iyiyim. Setimiz gayet keyifli, düzenli, zaten uzun süredir beraber çalışan insanlar. Her şey tıkır tıkır işliyor çok şükür. Herkes işini yapıyor. Şu ana kadar kaprisli ve huysuz kimse yok :) Ailenizden daha çok vakit geçirdiğiniz için setlerde oyuncuların ve ekibin uyumu çok önemli, bu ekrana da yansıyan bir enerji.
Sektöre kendini adamış ve pek çok iyi işte izlediğimiz başarılı bir oyuncusunuz. Oya karakteri size geldiğinde ne hissettiniz, neydi sizi bu diziye çeken şey?
Yapım şirketi, kast, hiç oynamadığım tarzda bir kadın ve çok incelikli yazılmış senaryo kabul etmem için yeterli sebeplerdi aslında. Şimdiye kadar kariyerimde hiç aksiyon dizisi olmaması da etkili oldu ve sonunda o da başıma geldi :) Aksiyonun yanında komedi, aşk, toplumsal olaylara dokunuş o kadar dozunda ki sadece oyuncu olarak değil seyirci olarak da Gaddar fanıyım.
Aydan’ın annesi Oya’yı canlandırıyorsunuz. Oya, eli maşalı sert bir anne. Siz nasıl tanımlarsınız karakterinizi? Oya’nın hikayesi nedir?
Kızını çok seven, onun tüm anneler gibi iyi bir yere gelmesini isteyen, hayatta paraya da önem veren, kendi yaşamadıklarını evladının yaşamasını isteyen, bunun için birçok zorluğu göze alan bir kadın Oya. Kızı Aydan’ın başına gelenler karşısındaki tavrını çalışırken “Acaba oğlum böyle bir şey yapsa ne hissederim” diye düşünüyorum. Allah korusun tabii. Tepkilerimi ona göre belirleyip üç kat büyütüyorum.
Peki Oya’nın diğer karakterle ilişkisini nasıl yorumlarsınız? Mesela kızıyla ilişkisini nasıl buluyorsunuz? Bir anne olarak hatalı bulduğunuz yönleri var mı?
Oya paraya, gösterişe, süse düşkün. Yaşayamadıklarını yaşamak, eksiklerini tamamlamak istiyor. Kızını çok sevmesine rağmen tepkileri büyük ve sert olabilir. Ama elbette böyle anneler de var. Anneler bazen evladına bir şey olacağı korkusundan büyük reaksiyonlar verebiliyorlar. Kendimden biliyorum...
TİYATROSUZ GEÇEN BİR SEZON BENİM İÇİN HÜZÜNLÜDÜR
Tiyatroda da birbirinden başarılı oyunlarda oynadınız. Tiyatronun sizdeki yeri nedir? Genelde sahnede olmanın heyecanı çok farklı derler, siz nasıl tanımlarsınız sahnede yer almayı?
18 yaşımdan beri sahnedeyim ve oyunculuğa tiyatroda başlayan, Türkiye’nin sayılı ekipleri ile uzun soluklu, adaylıklar, ödüller kazanan oyunları oynayan şanslı oyunculardanım. Tiyatrosuz geçen bir sezon benim için hüzünlüdür, eksiktir. Bu sezon ise daha önce denemediğim tarzda bir gösteri ile sahnedeyim. Ne tiyatro, ne müzikal, ne konser, ne kabare ama hepsinin harmanlandığı bir iş NONAME’e herkesi 1,5 saat eğlenmeye, dans etmeye bekleriz.
Oya, alımlı ve süsüne düşkün bir kadın. Siz de kendinizi süsünüze düşkün olarak tanımlar mısınız?
Oya kadar süslü değilim tabii. Bakımıma özen gösteririm, kozmetik severim, her zaman temiz güzel kokan saçlar ve cilt isterim. Ama rahatıma düşkünümdür, artık eskisi kadar süslü giyinip, gezmiyorum. Çok rahat kıyafetlerle yaşıyorum. Zaten topuklu ayakkabı falan beni rahatsız ediyor. Sete de eşofmanla gidiyorum.
Kendinize ait bir kozmetik markanız var, kozmetiğe ilginizin olduğunu düşünüyoruz. Hayranlarınıza verecek bir güzellik sırrınız var mıdır?
Güzellik sırrım markamın ürünleri. NESBEAUTY‘de doğanın bize sunduğu kaynakları kullanarak, gezegene zarar vermeden, bitkisel bazlı, bir kısmı organik ve eko sertifikalı bileşenlerle ürünler hazırlıyor ve insanlara şifa olması için çabalıyorum. Elbette ilk önce tüm ürünleri kendime yapıyor ve kendim kullanıyorum. Sonucunu seversem markaya koyuyorum. Çok şükür cildine kimyasal sürmek istemeyen bilinçli bir tüketici kitlem var. Herkesin de böyle olmasını umuyorum. Yüzümüze, vücudumuza sürdüğümüz kimyasallar ciltten içeri girip bir süre sonra karaciğerimize yük yapıyor, organlarımızı hasta edebiliyor.
Peki Neslihan Yeldan boş vakitlerinde ne yapmaktan hoşlanır? Genelde sakin bir gününde neler yapmayı tercih eder?
Marka, set, oyun derken çok uzun zamandır sakin bir günüm yok, ama bulursam spora, arkadaşlarımla buluşmaya, bir tiyatro oyunu ya da konsere, masaja gitmeyi seviyorum. Üç boş gün bulursam kendimi çok sevdiğim bir Avrupa şehrine atıyorum.
Röportajımızı bitirmeden önce oyuncu olmak isteyen genç yeteneklere vermek istediğiniz tavsiyeleriniz olur mu? Bu yolculuğa çıkarken onlara neler yapmalarını önerirsiniz?
Ben eğitimin önemine inananlardanım. Farklı oyuncuları, oyunları, filmleri seyredip, değişik akımları öğrenip, mümkün olduğunca konuyla ilgili çok okuyup, seyredip, özel ders ya da atölye dersleri de alsınlar. Oyunculuk ömrümüzün sonuna kadar yapacağımız, sürekli öğreneceğimiz ve kendimizi geliştireceğimiz bir meslek. İstanbul’da bu konuda seçenekler bol. Londra’da ise bazı iyi oyunculuk okullarının yaz için atölyeleri oluyor. Bazıları benim de ilgimi çekiyor. Ben de hala dans kurslarına katılıyor, şan dersi alıyorum. Bedenin ve sesin esnek olması önemli.